Sayın Kastamonu Valimiz Yaşar Karadeniz'e ilettiğim mesajımı aynen sunuyorum.
Sayın Valim,

Tosya’da yaşayan ve halen faal olarak mesleğini icra eden Kastamonu Barosunun kıdemli avukatlarından biriyim.
Bu yazım ilçemiz Kaymakamı sayın Deniz Pişkin hakkında kişisel şikâyet değil Korona ile mücadele kapsamında bu konudaki Face deki sayfasına yaptığım itirazlarımın tekrarı mahiyetinde uygulamanın yanlışlığını ayrıca yüksek makamlarının takdirine sunmaktır.
Hukuka saygı kadar inancımızda kanunlara, kurallara emirlere uymayı zorunlu kılması yönünden uyulacak olmakla birlikte bu kararın ilçemiz tarımına verdiği zararlar bir yana Korana ile mücadele yönünden faydasızlığı ve hatta zararlı olduğu yönünde ilçe halkımız tarafından yapılan haklı uyarıların sonuçsuz kalması karşısında bu konudaki yoğun şikayetleri mesleğimiz gereği sayın makamlarına iletme lüzumu duyuyorum.
Sayın Valim
Hükümetimiz tarafından ekilmeyen bir karış toprak bile bırakmayın uyarıları yapılarak, tarımın teşvik edildiği, Korona ile mücadele kapsamında da seyahat kısıtlamasının kaldırıldığı, park ve bahçelerde bulunmanın serbest bırakıldığı televizyonlardan sosyal mesafe kurallarına uyularak açık havada bulunmanın faydaları sayılmasına rağmen Sayın Tosya Kaymakamımız Deniz Pişkin, Face’deki sayfasındaki duyurusunda 01.06.2020 tarihinden sonra da Korona ile mücadele kapsamında çok önceden aldığı ,bağlara gitmek için önce çiftçi belgesi istenen, bilahare tapu kaydı ibrazı ile yetinilen ve sonuçta bağ sahipleri için bağlara gitmenin 3 gün serbest 4 gün yasaklanması sonucunu doğuran kararının kaldırılması beklenirken devam ettiğini açıklamıştır
Sayın Valim,
İlçemizde bağ ismi verilen tarım arazilerinde, genelde yazın ikamet edilmekle birlikte bazı mahallerde adeta yaz ve kış ikamet edilen mahalle şekline gelmiş yerleşim yerlerinde sürekli ikamet edildiği gibi, bir kısım bağlarda da yaz kış oturulduğu her türlü meyve ve sebze tarımı yapıldığı malumdur.
Bu yerlerde budama, ilaçlama sebzeler için ekim dikim sulama ot biçme gibi zorunlu ve zaruri ihtiyaçları karşılama yönünden 4 gün bağlara gitmenin kısıtlanması kararı üzülerek belirtmek isterim ki her sene mutlaka zamanında budanması gerekir üzüm bağlarının budanamaması sonucunu doğurduğundan üzüm bağlarının birçoğunda maalesef geri dönülmez harabiyete neden olmuştur.
4 gün bağlara gitmenin yasaklanması yüzünden meyve bahçelerin ilaçlanması da çoğu yerde mümkün olamamış, işçilere yaptırılan yeterli dikimlerde yaptırılamadığından çoğu bahçe boş kalmıştır.
Bu işler için 3 gün yetmiyor mu denilemez gerek işçi tedariki ve gerekse bu işi meslek edinmiş ilaççılardan alınması gerekir sıra yanında ilaçlamanın 15 20 günde bir tekrar edilmedikçe faydasız olması ve mevsimin tabii sonucu yağmur nedeniyle de bahçelerde gerekli ilaçlama da yaptırılamamıştır.
Sulamanın da sıraya bağlanması sonucu sulanamamanın getireceği zarara ilaveten çıkacak ihtilafları da izaha gerek yoktur.
Sayın Valim,
Yukarda sayılan bağ ve bahçelerimize yönelik olumsuzluklar bir yana Korana ile gerçek mücadele için her yerde gerekli ve zorunlu maskesiz dolaşmanın engellenmesi ve sosyal mesafe kurallarına ve temizlik kurallarına uymanın temini ve takibi yerine, ne yazık ki tıbbi bir gerekçesi olmaksızın meskûn mahallerden uzakta açık mahallerde izole yaşamanın salgını önlemede faydası da göz ardı edilip, halkın bağ ve bahçesine giderek şehir içindeki insan yoğunluğunun azalmasının da kısmen engellenmesi mahiyetindeki bağlara gitmenin 3 gün serbest 4 gün yasaklanması, bu kararı takip ve temin için de ısrarla bağ ve bahçe yollarının kapatılması ile uğraşmak buralara görevliler tayin etmek sonuçta Corana ile mücadele yönünden de zararlı sonuçlar doğurmaktadır.
Takdiri sayın makamlarına ait olmak üzere bilgilerine saygı ile sunarım.01.06.2020
Av. Mehmet Hüsamettin Önsavaş

Editör: TE Bilisim