“Son günlerde yaşadığımız ve bizleri her daim derinden yaralayan bir konuya değinme ihtyacı duyduk. Malumunuz her müslüman birey dininin görevlisidir. Mihraplarımız peygamber makamı vazife ise rabbimizin bizlere emanetidir. Dolayısı ile konu din olunca  madalyonun resmi tarafı diyanet camiamız diğer tarafı ise bu işi dert edinen S.T.K. Sendika v.s. tamamını kapsamaktadır. Malum hain darbe girişiminin maddi tarafı milletimizin feraseti ile atlatılsa da dine ve kurumlarına verdiği zararın enkazı hala milletimizin üzerindedir. Malum konuya 4 farklı noktada değinmek isterim. Yani bu iş toplumun ortak derdi ve hassasiyetidir.

1:TOPLUMSAL TAVSİYE: Ali imran suresi (159.) ayetinde rabbimizin bize tavsiyesi olan; ”İşlerinizde birbirinize danışın” tavsiyesi toplumun bütün bireylerini kapsamaktadır. Bu meyanda bir din adamının toplumu uyarması kadar bir bireyinde din adamının şahsi hatasını uygun dille dile getirmesi olağan bir durumdur.

2:GÖREV SORGULAMA: Nisa suresi (58.) ayetinde bildirilen “Allah emanetleri ehline teslim etmenizi emrediyor” komutu makam olarak mülki ve idari amirleri muhattap bakımından ise liyakatli kimseleri ilgilendirir dolayısı ile rica ve tavsiyelerin haricinde insanlara iş öğretmek hukuken haklı olan kimseyi toplum nezdinde haksız hale getirir.

3:ÖTEKİLEŞTİRME: Maide suresi (54.) ayetinde sevdiği müslüman toplumdan bahsederken ”Allah yolunda mücadele eden ve kimsenin kınamasından korkmayan” olarak nitelendirdiği bizler falan topluluk, filan cemiyet, resmi-gayri resmi, gibi birbirimizi kınayan bir toplum haline getirilmeye ve bu tefrika içerisinde ehli sünnet olmayan azınlık bir güruhun bu fırsattan istifade edip namaz yoktur gibi asılsız ve mesnedsiz iddalar ile insanların imanını sarsması ve bu konuda söz sahibi olan din işleri ve cemaatlerin üst kurulu olarak gördüğümüz diyanetimiz şahsi kavgalar ile itibarsız hale getirilip ılımlı islam projesinin sümen altından kamoyuna sinsice sunulması konusu bu karışıklıklar içerisinde belki aklımıza bile gelmeyen bir durum.

4:UZLAŞMA: Rabbimizin davet metodunu yine onun kanun namesinden nahl suresi (125.)’den okuyalım. ”Rabbinin yoluna şu 3 şey ile davette bulun”
1:Hikmet (Kur’an ile) çünkü hak ile batıl ancak kanun koyanın hükmü ile ayrışır. Buna ne mülki bir amirin nede bir bürokratın gücü yeter derneklerimizi bir araya getirmek için kabul ederseniz bir kardeş tavsiyesi Fetih suresinin son ayetini önce kendimize sonra topluma anlatalım.Bu vesile ile Kaymakam beyin takdir ile karşıladığımız ve Kur’anında ilk emri olan ”OKU” ayetine dikkat çekip, okuyan Tosya projesine ise bu vesile ile bir katkıda bulunmak adına yazmamayı ve sizleri bu ayeti okumaya teşvik etmeyi uygun bulduk
2:Mevızay-ı hasene (güzel sözler sarf ederek anlatma)
“Mümin müminin aynasıdır” hadisi her birimizin malumudur yanlız sabah kendisine baktığımız aynamız bize sadece kusurumuzu sessizce gösterir bizi öteleyip itip kakmaz bizde ayıbımızı görüp kimseye göstermeden düzeltir ve toplum içerisine düzgün çıkarız. Varsa bir kusurumuz biz  Kur’anın kardeş bildirdiği toplumuz kardeşçe hallederiz.
3:Güzel bir yolla mücadele: Bizler ilim insanlarıyız haklılığımızı basın yoluyla bilidirimler ile veya mitingler ile bildirmek veya siyaseti ve bürokrasiyi bu konulara hakem tutmak yerine kalem oynatmak bildiğimizi paylaşmak ayetleri kendimize yontmak yerine o ayetleri hayat düsturumuz haline getirip isimleri vasıfları resmiyetleri bir kenara bırakıp islam adına derttaş olmakla sağlayabiliriz.
Eksiklerimizi kisve ile bastırmak veya sayısal çoğunluk ile ölçmek yerine Kur’an terazisine koyup orta yolu bulmak hepimize fayda sağlayacaktır. Büyüklerimizin dediği gibi ”Toplum et ulema ise tuz mesabesindedir. Et kokarsa ilacı tuzdur lakin tuz kurtlanırsa neticesi hüsran olur.” İyi niyetli ve tarafsız değerlendirmeniz dileği ile...

HÜDA İlim Kültür Eğitim ve Yardımlaşma Derneği-HÜDADER”

Editör: TE Bilisim