- İlk olarak sizi biraz tanıyalım.. Kimdir Abdullah Civliz? Nerede okudu? Bu yaşına gelene kadar neler yaptı?

A.C. 29 Mayıs 1986 yılında Kastamonu'nun Tosya ilçesinde doğdum. Çalışmayı sevdiğim için, küçük yaşlarda yaz tatillerinde çıraklık yaptım. Televizyon tamircisinde, bıçakçıda, helvacıda, marangozda... Lise sona kadar Tosya'da yaşadım. Küçük yer olduğu için sosyal imkanlarımız sınırlıydı. Bunun artısı, hep onlarla vakit geçirdiğim için, kardeşlerim diyebileceğim arkadaşlarım oldu. Müzik, tiyatro ve futbol hayatımın tamamıydı.
2005 yılında üniversite için Eskişehir'e geldim. İşletme Bölümü okurken bir yandan fotoğrafçılık yaptım ve Sanat Müziği konserlerinin haricinde ‘Mehter Takımı’yla tanıştım. 2010'da üniversiteyi bitirip askerliğimi tamamladım. Döndüğümde kendi işimi kurup, Eskişehir'e yerleştim.
Şimdi fotoğraf makinemle birçok şehir gezip, yeni insanlar tanıyoruz. Müziğe olan özlemimi yanımdan ayırmadığım udumla kapatmaya çalışıyorum. İşim ve müzik şuan ki hayatım.

- Kendinizde en sevdiğiniz ve en sevmediğiniz özelliğiniz nedir? İnsanların çoğu sizin ne kadar ‘Kaliteli’ bir insan olduğunuzdan bahsediyor.. Bu düşünceler size ne gibi artılar katıyor?
A.C. Herkesle uyum sağlayabilen bir yapım var. Özellikten sayarsanız, seviyorum bu yanımı. Zira insanlarla yaşıyoruz ve bazen selam vermekten bile aciz hâle bürünüyoruz. Sevmediğim tarafım çok çabuk karar değiştirmelerim olabilir. Bir gün fotoğraf çekimi için Kapadokya'ya görüşmelere gidecektim, yolda karar değiştirip Ege tarafına gittim.
İnsanların güzel düşünceleri tabi ki mutlu ediyor beni. Tanımadığınız bir insanın size gülümseyerek başarı dilemesi keyifli. En güzel yanı ise yarışmadan çok duruşuma güzel yorumlar yapmaları tarifsiz bir onur benim için.
 
- Yarışmadan önce bir gününüz nasıl geçiyordu? Yarışmadan sonra bir gününüz nasıl geçmeye başladı?
A.C. Aslında çok bir şey değişmedi. Sadece yarışmadan dolayı ister istemez işlerime tam manasıyla odaklanamadım.
 
- İnsanlar, özellikle hemşerileriniz sizi çok destekliyor.. Yarışmaya başladığınızda ‘Bak işte Kastamonulu çocuk bu..’ diyenler var.. Sesinizin yanında sizi bu kadar bizden yapan şey nedir?
 A.C. İşim gereği Türkiye'nin birçok yerini gezme şansım oldu. Her yörenin kendine ait bir sıcaklığı var. Hepsinin yeri ayrı benim için. Ancak tabi ki doğduğun toprakların kokusu kendine çekiyor insanı. Hani 'kan çekiyor' denir ya… 7 yaşıma kadar Kastamonu merkezdeydik. Saat Kulesi’nin sesiyle ritim tutup şarkılar söyler, tarihi konakların önünde misket oynardık. Sonrasında doğduğum ve çocukluğumun geçtiği yer Tosya... Yeri ayrı benim için. Sanırım ipek yolundaki serinlik içimize işlemiş. O yüzden seviyoruz, seviliyoruz belki de.

- Böylelikle sizden insanların bazı beklentileri de oluştu.. Önemli olan sizin ne istediğiniz.. Abdullah Civliz’in kendisinden beklentileri neler?
A.C. Biz paylaşarak büyüdük. Sevdiklerinin mutluluğuyla mutlu olanlar. Açıkçası benim temennim vatana millete faydalı olabilmek. Yaptığım ve yapacağım her ne ise hakkını vermek. Tabi ki benim de hayallerim var. Fotoğraf makinemle dünyayı gezmek gibi…

- O Ses Türkiye’ye katılma fikri nasıl oluştu? Ne iş yapardınız yarışmadan önce? Yine müzik alanında mı ilerliyordunuz?
A.C. Uzun zamandır yakın çevrem ses yarışmalarına katılmam gerektiğini dile getiriyordu. Farklı bir deneyim olacağını düşünerek müracaat ettim. Sonrasını biliyorsunuz.
Eskişehir’de 360 derece sanal tur çekimleri ve tanıtım filmi yaptığımız bir işim var. Fırsat buldukça  Anadolu Üniversitesi'nin Türk Sanat Müziği Korosu’na gidiyorum. Ve tabi ki benim için ayrı bir yeri olan Mehter Takımı…  Odunpazarı Belediyesi’nin YKSM bünyesinde. Zamanım oldukça çevgâni olarak mehter konserlerine de katılıyorum.
 
“BENİ SEVİNDİREN, İNSANLARIN  AİLEDEN BİRİ OLARAK GÖRMELERİ”

- İlk sahneye çıktığınızda ki duygular neydi? Neler hissettiniz? Zannediyorum jüri üyelerinin kendinize dönmesini beklerken büyük bir heyecan yaşamışsınızdır.. Nasıl tanımlanır bu heyecan?
A.C. O anın tadını çıkarmak istiyordum. Ancak tabi ki heyecanı oldu. Dönmeme ihtimallerine karşı tedirginliğim de olmuştu şarkı sonuna doğru. Öyle bir ihtimalde de hayat yine devam edecekti. Şuan daha farklı tabi ki. Hayırlısı olsun.
 
- Murat Boz’un takımına seçildiniz.. Daha sonra Murat Boz’un sizi elemesi olayı var tabii ki.. Gökhan Özoğuz, sizi takımında istediğinde ne hissettiniz? Sizce Boz’un yaptığı tercih yanlış bir tercih miydi? Sonuçta sonralarında çıktığınız yarışmalarda rakiplerinize büyük farklar atıp yolunuza devam ettiniz..
A.C. Murat Boz dönmeseydi yarışmaya devam edemeyecektim. O yüzden onun yeri hep ayrı benim için. Jüri üyeleri  sahneye çıkanlardan birini seçmek zorunda. O yüzden yanlış olarak değerlendirmek doğru olmaz. Ancak Gökhan ağabeyin beni takımına alması büyük keyifti. Kendisini çok seviyorum. Kalbi gibi kendi de güzel insan.
 
- Böyle bir başarıyı kendinizden bekliyor muydunuz?
A.C. Aslında bu durum bana göre nasip meselesi. Şuan benim yerimde, elenen başka bir yarışmacı da olabilirdi. Benden daha iyi yarışmacılar da vardı. Beni sevindiren, insanların  aileden biri olarak görmeleri.
 
“BEĞENİLME DUYGUSUNUN TEHLİKESİNİN DE FARKINDAYIM”

- Sosyal alanlarda sizin hakkınızda çok çarpıcı yorumlar var. Örneğin, ‘O Ses Türkiye izlediğimi ifşa etmek pahasına hakkında kelam etmek istediğim yarışmacı..’ ‘Kendisini ve benzerlerini gördükçe Türk erkeklerine ve evliliğe dahil düşüncelerim gül bahçesi gibi açıyor. Kendisine deli gibi aşık olduğum adam. Arkadaş bir insanın mikrofon tutuşu bile mi asil olur yahu?’ ‘Sesi çok güzel Tosyalı hemşerim. Umarım bahtı açık olur. Seve seve dinliyorum..’ ‘Böyle adam yetiştiren anne babanın eli öpülür..’ gibi.. Bu konudaki düşünceleriniz neler?
A.C. Tanımadığınız insanlardan güzel yorumlar duymak keyifli bir hissiyat. Ancak beğenilme duygusunun tehlikesinin de farkındayım. Ayakların yere sağlam basması lazım. Hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum güzel yorumları için.
 
- Emrah Uçar’la yaptığınız yarışmada kazanmanıza rağmen performansın tekrarlanmasını istemenize ne sebep oldu? Gerçekten bir haksızlık olduğunuzu düşünmeniz mi? Hadise’nin yorumları mı? Sonucunda da yüzde 18’e yüzde 82’lik bir oy oranıyla kazanacağınızı düşündünüz mü?
A.C. Ben her sahneye çıkmadan önce hatasız okuyabilmek için dua ediyorum. Geçmek ya da elenmek sonraki aşama. Mehteran olduğum için mehterle bir görsel hazırlamak istedik. Böyle olmasını bende istemezdim. Emrah sevdiğim bir arkadaşım ve görüşüyoruz da. Eseri okurken tam manasıyla kendimi duyamadım ve bu durum sese de etken oldu. Sonradan dinlediğimde kötü olmadığını gördüm ancak provadaki gibi gümbür gümbür bir performans da olmadı. Kendimi beğenmediğim için ve o görselliğin Emrah'ın da önüne geçmesini istemediğim için tekrar yarışma teklifinde bulundum.

- Herkes sizi severek dinliyor.. Peki, siz en çok kimi dinlemekten hoşlanıyorsunuz?
A.C. Zeki Müren'in ilk radyo kayıtları, Lale ve Nergis Hanımlar, Münir Nurettin Selçuk, Erkan Oğur, Birsen Tezer dinlemeyi severim.
 
- Ülkemizde müziği nasıl değerlendiriyorsunuz?
A.C. Biz okumaktan çok izlemeyi seven bir milletiz. O yüzden ekranlarda insanlara sunulan şeyin önemi büyük. Her tarzdan müziği insanlara yansıtıp onlara daha önce duymadıkları tatları da dinletme fırsatı oluşturulabilir. 'O Ses Türkiye' yarışması bu konuda önemli bir etken bana göre.
 
- Kastamonu’ya en son ne zaman geldiniz? Sanıyorum Eskişehir’de yaşıyordunuz? Aileniz Kastamonu’da mı kalıyor?
A.C. Evet Eskişehir'de yaşıyorum. Ailem ve akrabalarımın çoğu Tosya'da yaşıyor. En son bayramda gitmiştim. Fırsat buldukça gidiyorum.
 
- Memleketinizin en çok nesi hoşunuza gidiyor?

A.C. Samimiyeti, keşfedilmeyi bekleyen bağları, arkadaş ortamı ve tabi ki pilavı…
 
- Yarışmadan sonra da müzik alanında ilerlemeye devam edecek misiniz? Yani geleceğe dair planlarınız neler?
A.C. Müzik hep hayatımın bir parçası oldu. Bundan sonra belki daha büyük bir kısmını oluşturabilir. Hep birlikte göreceğiz.
 
- Sizin eklemek istediğiniz neler var? Kastamonu için ne söylemek istersiniz?
A.C. Kastamonu şehzadelere ev sahipliği yapmış bir şehir. Tarih kokan sokaklarında büyümüş olmak benim için şans. Herkese selam ederim. Gözde Hanım size teşekkür eder, başarılar dilerim.

Kaynak Kastamonu Gazetesi
GÖZDE MINIK

Editör: TE Bilisim