Merhaba Tosya,

Sedat Ağacıkoğlu, "Köşe yazılarınızı www.tosyahaberleri.com sitesinde yayımlamak isterim abi." dedi. Ben de -bir Tosyalı olarak- memnuniyetle "Peki!" dedim.

Bir de selamlama yazısı istedi.

Haklıydı, selamsız sabahsız başlamak olmazdı.

Bu yazı, bir selamlama yazısıdır.

Tekrar merhaba!

..........

Her iş gibi, köşe yazarlığı da kendine has kurallara tabidir.

En önemli kural, ahlaklı olmaktır.

Ahlaklı olmayı "doğruları yazmak, tarafsız olmak, adil olmak" olarak tarif ediyorum.

Biraz açayım:

Yazarın sorumluluğu, önce "bilginin doğruluğunu" emin oluncaya kadar araştırmak, sonra bilgiyi ve yorumunu, tarafsızlığın ve adalet duygusunun mihengine vurduktan, süzgecinden geçirdikten sonra yazmaktır.

Biraz daha açayım:

Yazarın önceliği "failler" değil, "fiiller" olmalıdır.

Örneğin iki kişi hırsızlık, arsızlık, haksızlık, hadsizlik yaptı veya yalan söyledi vs. Birini tanımıyoruz, diğeri ise akrabamız, mahallelimiz, partilimiz, cemaatlimiz vs. İkisi de aynı hatayı yaptığı, aynı suçu işlediği halde tanıdığının yaptığını görmezden gelenler için failler önemlidir. Onlar ne yapıldığına bakmaz, kimin yaptığına bakar.

İlla bir kusur işlenmesi gerekmez elbette, takdir ederken de ölçü fiil olmalıdır.

Ahlaklı, doğru, tarafsız ve adil olmak insanları fiilleri üzerinden değerlendirmeyi gerektirir. Kişilerin kim olduğunun, makamının mevkisinin, parasının pulunun önemi yoktur. Ne diyordu âlemlere rahmet olarak gönderilen sevgili Peygamberimiz:"Vallahi, hırsızlığı sabit olan Mahzum kabilesinden Fatıma değil, kızım Fatıma bile olsa, ayrım yapmaz ve cezasını verirdim!"

Tabii ki her fiilin faili/failleri vardır. Adını yazmasanız da fiili anlattığınızda fiil, faili işaret eder; bazen failin adı da yazılabilir. Şu şartla ki: Yazarın faille ilişkisi, failin fiille ilişkisi kadar olmalıdır.

Aslında yukarıda sadece yazarlar için değil, "her insan için geçerli" bir davranış biçimini anlatmış oldum.

Yine de yazarların sorumluluğunun daha fazla olduğunu düşünüyorum çünkü düşüncelerini çok insanı etkileyecek şekilde yayma imkânları var.

Okuyucuların sorumluluğu yok mu? Var.

Yazarın göstermesi gereken hassasiyetlerin tamamını okuyucu da yazar ve yazdıkları için göstermelidir.

Sevgimiz ve saygımız daim olsun.

ALİ OSMAN MOLA KİMDİR

1962 yılında Tosya'da doğdu. Ege Ü Hukuk Fakültesi Gazetecilik ve Halkla İlişkiler YO ile Selçuk Ü Eğitim Fakültesi Tarih Bölümünde okudu. 1985-1986 yıllarında Ankara Ü Türk İnkılap Tarihi Enstitüsünde yüksek lisans derslerini tamamladı.1985-1988 yıllarında Ankara Özel Yükseliş Kolejinde Tarih Öğretmenliği yaptı. 1988-2000 yıllarında ise İstanbul Özel Tercüman Kolejinde Müdür Yardımcılığı görevini yürüttü.2000-2004 yıllarında Ankara'da Mahalli İdareler İşverenleri Sendikasında (MİS) Genel Sekreter, Konya'da ÇEVPET Geri Dönüşüm Ltd. Şti.nde Mevzuat ve Kurumsal İlişkiler Sorumlusu görevlerinde bulundu.

2006-2012 yıllarında COMART Kurumsal İletişim Hizmetleri Ltd. Şti.nde Araştırmacı ve Yayın Direktörü olarak görev yaptı. Ek olarak Ambalajlı Süt ve Süt Ürünleri Sanayicileri Derneği (ASÜD) ile Bebek Besinleri Sanayicileri Derneğinin (BEBESAD) kuruluşunu gerçekleştirdi ve Genel Koordinatör sıfatıyla yönetimini üstlendi.2014 yılında Türk Ocakları Genel Merkezi Sanat-Edebiyat Kurulu Başkanı oldu. Kuşlukta Yazarlar Topluluğu ve Bala Kitap Topluluğu üyesi.

Yaşam İçin Gıda adlı haber portalında editör ve köşe yazarı.2006'dan sonraki çalışmalarından örnekler:

Ülker'in kurucusu “Sabri Ülker’in Hayatı” ile ilgili araştırma (Murat Ülker'in isteğiyle). Araştırma, Yazar Hulûsi Turgut tarafından kitaplaştırılarak, "Sabri Ülker'in Hayat Hikâyesi, Akşama Babacığım Unutma Ülker Getir" adıyla 2014'te yayımlandı.Unilever Türk’e ait “Unilever Magazin” adlı kurumsal yayının hazırlanması.

Gıdahattı, Süthattı, Cargill Haberler, 4 Mevsim Meyve Suyu dergilerine çeşitli konularda araştırma ve değerlendirme yazıları ile makaleler.Ulusal dergi ve gazetelere "Süt ve Süt ürünleri Sektörü" ile ilgili yazılar.Ulusal televizyon ve radyo programlarına katılım.

Türkiye'de ilk defa “Dünya ve Türkiye Süt Endüstrisi Raporu”nun hazırlanması.“Türkiye Süt ve Süt Ürünleri Sektörünün AB Pazarına Girişinin Desteklenmesi Projesi”nin projelendirilmesi (2010) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı (GTHB) ile birlikte yürütülmesi. (AB, 2012'de Türkiye'den AB'ye süt ve süt ürünleri ihracatı ile ilgili yasağı kaldırdı. Proje, FAO Özel Ödülü’nü aldı).

Rusya, Kazakistan, Belarus, Çin, Cezayir ve Güney Afrika Cumhuriyeti'ne Süt ve Süt Ürünleri ihracatı ile ilgili projelerin organizasyonu ve yürütülmesi.

D-8 Sanayi Bakanları Toplantısı ile Türk-Arap Sanayi ve İşbirliği Konferansı’na, Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonunu (TGDF) temsilen katılım, ülke sunumun hazırlanması ve sunumu.GTHB, TOBB ve Ulusal Süt Konseyinin (USK) "Süt ve Süt Ürünleri Sektörü" ile ilgili komisyon ve çalışma grupları üyeliği.GTHB-Dünya Bankası iş birliği ile düzenlenen sektör toplantılarında temsilcilik ve sunumlar.

International Dairy Federation (IDF) ile ASÜD ilişkilerinin koordinasyonu. İtalya'da düzenlenen "Dünya Süt Zirvesi"ne katılım.

Editör: TE Bilisim